Bilgi ve iletişim teknolojilerinin, ülkelerin rekabet gücünün artırılması, refah düzeyinin yükseltilmesi ve nitelikli istihdamın geliştirilmesi bakımından taşıdığı önem giderek artıyor. Başta mobil cihaz ve internet olmak üzere, küresel düzeyde hızla yaygınlaşan bilgi ve iletişim teknolojileri kullanımıyla birlikte, bilgi yoğun ürün ve hizmetlere olan talep artarken, ülkelerin bilgi tabanlı ekonomilere dönüşümleri hızlanıyor. Bursa yazılım ve bilişim sektörünü değerlendiren ULUTEK Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Karagöz, Bilişim Sektörü İş Adamları ve Profesyonelleri Derneği (BİSİAD) Başkanı Dağhan Uzgur ve sektör temsilcileri, Bursa’nın bilişim ve yazılım alanında önemli bir potansiyele sahip olduğuna değinerek, bu potansiyeli verimli bir şekilde kullanmak adına devlet desteklerinin önemine dikkat çektiler.
BİSİAD YK Başkanı Dağhan UZGUR
BİSİAD Bursa bölgesinde, bilişim sektörü profesyonellerinin yer aldığı bir dernek. BİSİAD olarak Bursa’da bilişim geliştirmek için faaliyetler yürütüyoruz. Mesleki eğitimin önemine çok inanıyoruz. Mesleki eğitimin geliştirilmesi ile ilgili Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte faaliyetler yürüttük. Bunla ilgili okullara ziyaretlerde bulunduk. Eğiticilerin eğitilmesi ile ilgili bir program gerçekleştirdik ve öğretmenlerimize sektörle ilgili bilgiler verdik. Yine aynı şekilde son dönemde köy okullarına bilgisayar yardım kampanyası gerçekleştirdi ki bu çok önemli. Bilgisayara erişimi olmayan öğrencilerimizi gerçekleştirdiğimiz kampanyayla bilgisayar sahibi yaptık ve bu konuda çalışmalarımız devam ediyor.
Önümüzdeki dönemde pandemi ile ilgili projelere yoğunlaşacağız. Yeni normalde neler yapılabilir, ne şekilde çalışmalar yürütülebilir, bunun ortaya çıkması gerekiyor. Ama özellikle bilişim sektöründe Türkiye’nin alması gereken çok yol var. Bunla ilgili BİSİAD’da üzerine düşünü gerçekleştirecek. Bursa bilişim açısından çok avantajlı bir şehir. Bunun en önemli sebebi Bursa yaşanabilir bir şehir İstanbul’la karşılaştırınca. Bursa’da bilişimin geliştirilmesi de bence öncelik olması gereken bir konu. Sektörün gelişmesi şehrin gelişmesi açısından da önem arz ediyor. Bu noktada şehirde alınacak kararlarda bilişim sektörünü ön planda tutulması ve bilişimin gelişmesi açısından faaliyetlerin yürütülmesi yine çok önemli. İstanbul’a şehrin yakınlığı aynı zamanda bilişim sektörü için aynı zamanda bir dezavantaj da oluyor. Çünkü buradaki yetişmiş personel İstanbul’a çok hızlı geçiş yapabiliyor. Bu anlamda bir personel probleminden bahsedebiliriz. Ben her zaman şunu söylüyorum; bilişim alanında eğer çalıştıysanız ve bu konuda ihtisasınız varsa Bursa’da iş bulamamak şeklinde bir probleminiz olamaz. Hemen çok kısa bir süre içinde iş bulabilirsiniz. Yine yazılım ile ilgili olarak da personelle ilgili problemimiz var. Bursa Uludağ Üniversitesi’nde yakın dönem içinde özellikle BİSİAD’ın çalışmalarıyla bir Bilgisayar Mühendisi Bölüm açıldı. Buradaki ilk mezunlar daha çok fazla sektörde şu an görev almadılar ama ilerleyen dönemde yararlı olacağını düşünüyorum. Ben biraz daha üniversite tarafında yönlendirmelerini artmasıyla bilişim sektörünün Bursa da daha avantajlı konuma geçeceğine inanıyorum.
Türkiye’de son dönemde bazı firmalar yazılım olsun, oyun olsun önemli başarıya imza attı. Bu gelişmelerin sektöre girmek isteyen gençlere bir motivasyon olacağını düşünüyorum. Arka arkaya hem geçen yıl hem bu yıl çok güzel satışlar oldu oyun alanında. Buradaki telaffuz edilen paralar dikkatin biraz bu alana çekilmesine sebep oldu. Oyun dünyada çok karşılık bulan, çok fazla gelir elde edilebilen bir alan. Türkiye’de de bu alanın geliştirilmesi yani oyun üzerine belki özel bölümler oluşturulması gerekiyor. Gençlerimiz bu alana yönlendirilir ve bu konuda bir teşvik verilirse Türkiye’nin çok ciddi döviz geliri elde edeceğini düşünüyorum.
Genç girişimcileri her zaman destekliyoruz. Ben de gördüğünüz gibi genç bir başkanım. BİSİAD’da bu dönem gençler için elimizden gelen yardımı gerçekleştiriyoruz. Nar tanesi diye bir projemiz var. Bu projede de mentörlük yapacağız. Genç arkadaşları elimizden geldiğince sektöre hazırlayacağız, deneyimlerimizden faydalandıracağız. Çünkü biz şuna inanıyoruz; sektörde belli bir yere geldiysek hayatımızı buradan kazanıyorsak bu ülkemize bizim bir borcumuz var. Bu borcumuzu da gençlere yardımcı olarak ödememiz gerektiğini düşünüyoruz.
Öncelikle girişimcilere benim tavsiyem çalışmalarında hep bir yatırımcı bekleyerek zaman kaybetmemeleri. Çünkü Türkiye’de yatırımcılık ekosistemi şu an çok yüzde yüz oluşmuş diyemeyiz. Genç arkadaşların zaman kaybetmeden öyle veya böyle hatta beta bile olsa yani test sürümü bile olsa ürünlerine hemen çıkartıp alana giriş yapmaları tavsiye ederim. Dünya ve pazar çok büyük, kendilerini sadece Türkiye olarak kısıtlamasınlar. Global bir iş yaptığınızda pazarınız sadece Bursa veya Marmara Bölgesi ya da Türkiye olarak kısıtlanmıyor, dünyanın her yerindeki insanlara satış gerçekleştirebiliyorsunuz. O yüzden gençlerin bir an önce hızlı bir şekilde ürünlerini ortaya koymalarını tavsiye ederim.
Pandemi döneminde yapılan araştırmalar evden konferansların ve görüşmelerin arttığı yönünde sonuçlar ortaya koyuyor. Yaş gruplarından bağımsız olarak, 18’den 70 yaşına kadar yapılan araştırmada neredeyse yüzde 78 online görüntülü konuşma yaptığını söylemiş ve yüzde 60 gibi de memnuniyet var. Yani insanlar görüntülü konuşma teknolojisine geçtiler. Bunun daha ötesinde çok yavaş ilerleyen teknolojik birtakım adımların hızlandığını görüyoruz.
Teknolojik gelişmeler pandemi esnasında epey hızlandı. Bunlardan ilki artık insanın Mars’a gideceği. İnsanlık Mars’a taşınıyor, belki uzay turizmi başlayacak. Buna ek olarak aynı zamanda yeni bir dünyada internet ağı kuruluyor. Şu anda dünyayı kapsayacak Starlink adında bunu çok yakın bir zaman içinde görmüş olacağız. Yine elektrikli ve otonom araçlarda yani kendi kendine giden araçlarında özellikle bu süreçle birlikte de hızlanacağına inanıyorum. Hayatımıza daha hızlı girecek ve artık araba kullanmak konusunda insanlar zaman kaybetmeyecekler. Ulaşım konusunda da yani ürünlerin A noktasından B noktasına taşınmasıyla ilgili de otonom kamyon ve tırların da ben devreye gireceğini düşünüyorum ve bununla ilgili olarak tabii ki otoyollarda da tekrar bir rehabilitasyon iyileştirme söz konusu olacak. Bütün bu bahsettiğim değişimler belki 5 yıl içinde gerçekleşmiş olacak. Belki bunlar şu an uzak hedefler gibi duruyor ama 5 yıl içinde hayatımıza ne kadar çok şey değişti diyeceğiz. O yüzden pandeminin negatif yönleri olduğu gibi teknoloji hızlandırması açısından da bir katalizör olduğunu unutmamak lazım.
ULUTEK Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan KARAGÖZ
Endüstri 4.0 ile sanayide yaşanan dijital dönüşümünde ana rolü bilgi iletişim teknolojileri ve yazılım sektörü üstleniyor. Dolayısıyla Bursa ana sanayisi büyürken bu sektörlerden hem besleniyor, hem de bu sektörleri de beraberinde büyütüyor diyebiliriz. Bursa denince akla tekstil, otomotiv ve makina sektörleri gelirken, bu sektörleri besleyen bilişim ve yazılım sektörleri gölgede kalıyor. Ancak Bursa gücünü, birçok sektörün gelişmiş olmasıyla ortaya çıkan güçlü ekosisteminden alıyor. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’na (BTSO) kayıtlı yazılımcı üye sayısına bakacak olursak, bu sayının 791 olduğunu görüyoruz. ULUTEK Teknopark bünyesinde faaliyet gösteren 139 firmadan 79’u bilişim ve yazılım sektörü firmalarıdır. Bilişim sektörü yüksek katma değerin olduğu bir sektör. Bu sebeple sektörün gelişimi gerek Bursa gerekse Türkiye için büyük önem arz ediyor. ULUTEK Teknopark olarak Bilişim ve yazılım firmalarımızın ihracatlarını geliştirmesi amacıyla Ticaret Bakanlığı desteğiyle faaliyetler düzenliyoruz. Uluslararası arenada BUTECH Software Cluster ismiyle çalışmalarını sürdüren bir kümelenmemiz mevcut. Kümemizde bulunan firmalarımızı ihracata teşvik etmek amacıyla eğitim, danışmanlık, yurtdışı ve yurtiçi ikili iş görüşmeleri etkinlikleri düzenliyoruz.
Bursa çok çeşitli sektörleri barındırıyor. Bu sebeple yazılımcı firmalarımız da farklı sektörlere iş yapıyorlar. Sanayinin çeşitliliği bir anlamda avantaj sunarken, diğer taraftan da odak oluşmaması bir dezavantaj olarak nitelendirilebilir. Örneğin Ankara savunma sanayi ile öne çıkıyor, dolayısıyla yazılım sektörü de savunma sanayi odaklı çalışmalar sürdürüyorlar. Bursa’da ise çok çeşitli sektörler olması ve bir odak olmaması sebebiyle yazılımcılar geniş yelpazede çalışmalarını sürdürüyorlar.
Öte yandan sanayiye yönelik çalışan yazılım firmalarımızın terzi usulü işler yapıyor olması bir dezavantaj olarak nitelendirilebilir. Yabancı menşeili yazılım firmaları paket ürünler ile çalışma sürdürüyorken, yerli yazılımcılarımız sanayinin her türlü ihtiyacına özel çözümler geliştiriyorlar.
Bursa’da bilişim ve yazılım sektörlerinin öncelikli sorunu istihdam. Firmalarımız nitelikli personel bulmak ve personellerin sürekliliğini sağlamak konusunda güçlük çekiyorlar. Firmalarımıza destek olmak adına Bursa Uludağ Üniversitesi ile işbirliği içerisindeyiz. Her geçen gün genişleyen sektörü beslemekte güçlük çekiyoruz. Yetişmiş personel başta İstanbul olmak üzere çeşitli illere veya yurtdışına gitmeyi tercih edebiliyor. Bu sebeple bölgemizi cazibe merkezi haline getirme çalışmalarımız mevcut.
Sektördeki başarı hikayelerini memnuniyetle takip ediyoruz. Türkiye’nin ilk unicorn’u Peak Games oldu. Arkasından Rollic Games yine hatrı sayılır bir yatırım aldı. 2015’ten bu yana sektör 2,4 Milyar Dolar yatırım aldı. Bu gelişmeler çok sevindirici, sektörün motivasyonunu artıran gelişmeler. Bu gelişmelerin en değerli yönünü, teknoloji tüketimi toplumundan teknoloji üretici topluma geçiş olarak görüyorum. Gençlerimizin çalışmaları bu sebeple çok değerli. Teknofest’e 100 bini aşkın gencin katılım sağlamasını bu gelişmelerin bir çıktısı olarak görüyorum. Aynı zamanda da başarıların hız kesmeyeceğine de bir işaret olduğunu düşünüyorum.
PROCOLOR Kurucu Ortağı İdris DOĞRUL
1996 yılında kurulan PROCOLOR yüksek teknoloji ürünleri, yazılım, donanım, dijital ve 3D baskı makineleri ile reklam ürünleri pazarında Türkiye’de faaliyet gösteren firmadır.
Özellikle endüstriyel baskı sektöründe, 3D, Kesici Plotter, UV Baskı, Bas-Kes konularında satış ve teknik servis hizmetlerine kurulduğumuz günden beri devam etmekteyiz. Endüstriyel baskı çözümleri, dental, 3D üretim makineleri deneyimi olan firmamız aynı zamanda; grafik tasarım ve yazılım ürünlerinde çözüm odaklı proje çalışmaları ile tüm sektörlere hizmet etmektedir.
Kurulduğumuz ilk andan itibaren teknik servis hizmeti veriyoruz. Organizasyonumuz Bursa’da 1996 yılında başladı, 2006 yılında Ankara ofisimizin, 2010 yılında İstanbul ofisimizin kuruluşunu gerçekleştirdik. 2008 yılından bu yana MİMAKİ marka ürünlerin Türkiye dağıtıcısı olarak hizmet veriyoruz. Endüstriyel baskı makineleri ve reklam sektöründeki faaliyetlerimize tüm şubelerimizde aktif olarak devam etmekteyiz.
Geniş müşteri portföyümüz tüm Türkiye’yi kapsamakta olup, değişik ürün gruplarındaki makine ve yazılım ürünlerinde 2000 üzerinde satış gerçekleştirmiş bulunmaktayız.
Tüm yapılan iyi niyetli çalışmalara rağmen, Bursa’da bilişim sektörü hak ettiği yerde ve büyüklükte değil. Bunun birkaç sebebi var.
Bursalı sanayicilerin önceliği, yabancı bilişim firmaları veya İstanbul merkezli firmalardan hizmet almak. Sanayi firmalarının entegrasyonunda dayatılan programların, çalıştıkları firmalar tarafından önerilmesi önemli bir faktördür. Batılı firmalar, bilişim firmalarının gelişimi için ortak bir zeminde çalışabilmektedirler. Bu, aynı zamanda devlet politikası olarak önerilmektedir. Fakat bu durum Bursa ve Türkiye özelinde ortak bir vizyon ve organizasyon eksikliğimiz olarak önümüzde durmaktadır.
Devlet teşvikleri bilişimin gelişmesi açısından önemlidir. Teknokentler, üniversiteler ve diğer kurumlar da katkı koydukları projeler ile bilişimi desteklemekteler. Ancak, süreç ve sonuç odaklı bir takip sistemin olmaması bazı sorunları da beraberinde getirmektedir.
“Satışa dönmeyen projeler ne işe yarar?” sorusu gündeme geliyor. “Şu kadar firma sayımız var” demek ile bilişimin büyüklüğünü ölçebilir miyiz? Ölçemeyiz ve ölçeklendiremiyoruz.
Bursa özelinde firmalarımız mali olarak güçlü değiller. Yazılım alalında çok değerli ürünlerimiz olmasına rağmen pazarlama sorunu yaşıyoruz. Tam burada devletin bilişim sektörünü koruması gerektiğini her mecrada dile getiriyoruz. Fakat bir bakıyoruz ki devlet kurumları yazılım işindeler. Sektörümüzü teşvikler ile Dumanbet yaşatmaya çalışıyoruz.
Bilişimde dünya ile rekabet edebilmemiz için vizyonumuzu değiştirmek zorundayız.
Öncelikle Bursa’da dünya çapında yazılım yapan firmalarımız var.
Bursalı yazılım firmaları ile çalışmak firmaların elini güçlendirirken, maliyeleri, zaman kayıpları ortadan kalkar. Otomotiv firmalarının Bursa’ya gelmesi ile yan sanayimizin nasıl geliştiği en iyi örnektir. Ekosistem gelmesi ile gelişmeyi hep beraber gördük. Aynı şey neden bilişim konusunda olmasın? Bu konuda BTSO Bilişim Komitesi ve BİSİAD olarak ekosistemin kurulması için çalışıyoruz. İyi bir örnek, savunma sanayinde Ankara OSTİM Üniversitesi’nin ve vakfının kurduğu ekosistemdir. Bursalı firmaların bizlere vereceği destek ile bilişim firmalarımız da diğer sektörlerdeki firmalarla beraber dijital çağa uyum konusunda iyi birer iş ortağı olabilirler.
Dezavantajlarımız minimum seviyededir. Bursa dışından alınan tüm hizmetler riski çok daha fazladır.
Önce Bursa.
– Birbirimizin kıymetini bilmiyoruz.
– Eğitim en büyük sorunlarımızdan birisi; Okullarımızdan iyi eğitimli gençlerimiz gelmiyor. Onların sahaya girmesi için en az bir yıl emek vermek zorunda kalıyoruz.
– Mali olarak güçlenemiyoruz.
– Ortak çalışmayı beceremiyoruz.
– Ekosistem içinde yer alamıyoruz.
– Pazarlama en etkin sorunlarımızdan.
– İç rekabet tabi ki bilişimde olmaz ise olmaz sorunlardan.
– Kurumsallık konusunda daha fazla çalışmamız gerekiyor.
– Donanımı ve yazılımı ayrı ayrı değerlendirmeliyiz.
– Yurt dışına ürün satışlarımızda cesaretlenmeliyiz.
– Yurt dışı projelerde Bursa olarak yer almayız.
– Firmalarda çalışan, Bilişim profesyonellerinin Bursa firmalarına bakış açısı değişmeli.
Bilişimi, bilişim firmaları ve çalışanları dışında herkes çok iyi bildiği için, çırak çıkarılmaya devam ediyoruz.
Bu sıkıntıların giderilmesi için, egolarımızdan uzaklaşmış, birlik içinde bir vizyon koyabilirsek sorunlarımıza çözüm bulabiliriz.
Evet, bir motivasyon etkisi olmuştur. Bu tip başarı hikayelerinin artmasını önemsiyorum. Bu başarı hikayesi şöyle okundu; çok iyi paraya satmışlar. Kaç yıllık emek var? Nasıl bir ekip çalışması yapıldı? Nasıl bir proje yönetimi gerçekleştirdi? Nasıl denemeler yapıldı? Ne zorluklar ile karşılaşıldı? gibi sorular yerine, direk kaç paraya satıldı, denildi. Altına hücum gibi bir anlayış. Bu durum, gençlerimizi para odaklı hale getirmekten öteye geçemez. Yeni nesil sabırsız. Bilişim sabır, akıl, zeka ve iyi bir eğitimin harmanlanmasıdır. Bunlar hiç konuşulmuyor. Daha gerçekçi okumak zorundayız, bu tip hikayeleri değerlendirirken.
Teknolojideki hızlı değişime ayak uydurma zorunluluğu tüm ülkelerde olduğu gibi, Türkiye için de birinci zorunluluktur. Özellikle pandemic esnasında da görüldüğü gibi, teknoloji olmadan ne iş hayatı ne de sosyal hayatımızın sürdürülebilmesi mümkün değil. Teknolojinin omurgası olan bilişime ne kadar yatırım yapılırsa, alınacak karşılık da o kadar yüksek olur. Gerek Bursalı, gerekse ülkemizdeki diğer sanayicilerimiz “Bilişime yapılacak her bir kuruşun yüksek katma değerli olarak kendilerine döneceğini” bilmeli ve bunun bilinciyle yerli bilişim firmalarımız ile işbirliği yapmayı her zaman ön planda tutmalıdırlar. Bizler, diğer sektörler için “tedarikçi” değil, “ÇÖZÜM ORTAĞIYIZ”…
Yalın Yazılım Proje Yönetimi Danışmanı Özcan MANAVOĞLU
Hepimiz gayet iyi biliyoruz ki, bilişimin gücünü kullanmadan hiçbir alanda başarılı olmak mümkün değil. Özellikle firmaların rekabet gücünün en belirleyici faktörleri arasında olan bilişime yapılan yatırımlar; ekonomik iyileşme, istihdam ve büyüme olarak yansımakta, bu alan ile büyüme arasında doğrudan pozitif bir ilişki kurulmaktadır. Bu yönden bakıldığında sektördeki firmaların bilişime ayırdıkları kaynakların her geçen gün daha artırdığını ancak yeterli olmadığını ve dijital dönüşümü gerçekleştiren firmalarının sayısının ise oldukça az olduğunu söyleyebilirim.
Diğer yönden Bursa’daki yazılım firmaların çoğunluğunun küçük ölçekli olmasına rağmen, sektördeki ihtiyaçları karşılayabilecek yazılım ürünlerine sahip olmaları, yazılım projelerini kısa sürede gerçekleştirebilecek kapasitelerinin bulunması ve doğrudan Bursa’dan müşterilerine yerinden destek verebilmeleri en büyük avantajlarıdır. Ancak yazılım firmalarının çoğunluğunun küçük ölçekli olması, teşvik ve desteğe ihtiyaçlarının bulunması nedeniyle bünyesinde yetişen nitelikli ve tecrübeli bilişim personelini yeterli sürede elinde tutamamaktadır. Özellikle bu durum kendi yazılım ürünlerinin fonksiyonel ve teknik olarak geliştirilmesinde, yeni ürünlerin ortaya çıkarılmasında ve müşterilere olan desteğin sağlanmasında yazılım firmalarını oldukça zorlamaktadır. Yazılım projelerinin gerçekleştirilmesini de etkileyebilmektedir. Ayrılan nitelikli ve tecrübeli personelin yerini doldurmak ise en az 1-2 yıllık bir süreyi alabilmektedir.
Bursa’daki yazılım firmalarının nitelikli personel ihtiyacının karşılanmasına yönelik yerelde BTSO, ULUTEK, Üniversiteler ve BİSİAD koordinesinde mutlaka ciddi adımlar atılmalıdır.
Ayrıca Bursa’da bilişim sektörü pazarının büyüklüğüne yönelik bir çalışma yapılmasının uygun olacağını ve yazılım firmalarının kendi ürünlerinin Satış ve Pazarlamasına daha fazla kaynak ayırmasının sektördeki payını artırmada önemli katkı sağlayacağını değerlendiriyorum.
Yazılım firmalarının en önemli avantajı sektörün ihtiyaçlarına hakim olmaları uygun maliyette, etkin ve kısa sürede hayata geçirilebilecek ve temel ihtiyaçları karşılayabilecek yerli yazılım ürünlerine sahip olmalarıdır.
Yazılımların kullanım sürecinde gerekli desteği doğrudan uygun maliyette yerinde verebilmeleri de bu firmalara önemli avantajlar sağlamaktadır. Özellikle yerli yazılım kullanan sektördeki firmaların, ihtiyacı olan değişiklikleri yerli yazılımlar üzerinde hızlıca yaptırarak pazarda avantaj elde ettiğini görüyoruz.
Yazılım firmalarının genel olarak küçük ölçekli olması nedeniyle nitelikli personele erişimi de oldukça sınırlı olmaktadır. Sınırlı kaynaklar nedeniyle nitelikli ve tecrübeli personeli ise uzun süre elinde tutamamaktadır.
Bursa’daki yazılım firmalarının ürünlerini güncel teknolojiye uygun olarak yenilemeleri ve alternatif ve yeni ürünleri geliştirmeleri sınırlı kaynaklar nedeniyle oldukça dezavantajlı bir durum yaratıyor. Ar-ge yatırımlarının, destek ve teşviklerdeki prosedürler ile sürekliliğinin sağlanması önemli sorunların aşılması gerekiyor.
Sektörümüzde yaşanan sıkıntıları; firmaların küçük ölçekli firmalar olup büyüme sorunları, nitelikli personel temininde karşılaşılan zorluklar, nitelikli personeli elinde tutamama, kaynak ve Ar-Ge yatırımlarının yetersizliği, sanayideki firmaların bilişime olan yatırımların yeterli olmaması, yerelde BTSO, UİB, ULUTEK, Üniversiteler ve Yazılım firmaları arasındaki diyalog eksikliği, sanayinin ihtiyaç duyduğu bilişim alanına yönelik ortak problemlerin çözümü konusunda iletişim ve koordinasyon eksikliği, yazılım ürünlerinin satış ve pazarlamasında yetersizlikler olarak sıralayabiliriz.
Özel ve önemli bir alan. Kesinlikle bu alanda gerçekleştirilen projelerin ve kullanılan teknojilerin tanıtımı ve paylaşılması sektörde çarpan etkisi yaratabilir.
Otomotiv, tekstil ve makine sektörünün ağırlıklı olduğu Bursa’da kaldıraç görevi gören, aldığı stratejik kararları uygulayabilecek gücü sahip olan ve Bursa sanayisini yönlendirebilecek BTSO, bilişim ve dijital dönüşüme yönelik ciddi adımlar atmalıdır. Uluslararası alanda bilişim profesyonellerini kendi iç yapısına dahil ederek, özellikle Bursa’nın bu sektörde aldığı payı ve kalitesini artırmak adına BİSİAD ile birlikte bir sinerji yaratabilir. Önemli projeleri gerçekleştirebilir.
BRM Bilgisayar Genel Müdürü Muhammet TÜRKSEVER
BRM BİLGİSAYAR olarak 1996 yılından bu yana Logo Çözüm Ortağı olarak faaliyet gösteriyoruz. Ayrıca yazılım ekibimiz güncel teknolojilerle Logo programları ile entegre ve firmalara özel çözümler üretmektedir.
Çağımızın dijital dönüşüm çağı olduğunu düşünürsek bu endüstrilerin yaratıcı ve yenilikçi çözümlere ihtiyaç duyduğu açık şekilde görülüyor. Bursa da bilişim sektörü girişimcilerin kendi çabaları ile ilerlemektedir. Devlet destekleri yetersiz kalmaktadır.
Bursa’nın payını arttırabilmek için bilişim firmalarının bir araya gelerek ortak çalışma kültürünü oluşturmaları gerekmektedir. BİSİAD olarak bu yönde yoğun çalışmalar yapılmaktadır.
Bursa olarak İstanbul’a olan yakınlığımız yazılım firmaları için olumlu ve olumsuz etkiler oluşturmaktadır. İstanbullu yazılım firmaları için Bursa hedef pazardır. İstanbul ticaretin, eğitimin, bilginin merkezidir. Bu yakınlık Bursa yazılım firmaları için bilgiye ulaşımda büyük kolaylık sağlar. Bu da dezavantajı Bursa için avantaj haline getirir.
En önemli sorunumuz müşteri adaylarımızın yabancı yazılımlara olan ilgisi. Aslında Türk yazılımları yerel mevzuata uygun yazıldıkları için yabancı yazılımlardan daha fazla artıları vardır.
Devletimizin “yerli ve milli politikasının” yazılım sektörünü de kapsayacak şekilde genişletilmesi atılacak adımlar arasında olmalıdır.
Yazılım sektöründe bu başarıların elde edilmiş olması ve özellikle oyun sektöründe de olması, genç kuşağın yazılım sektörüne ilgisini arttırmıştır. Bu da gelecek kuşaklara yatırım açısından önemli bir motivasyondur. Bu tür başarıların artarak devam edeceğine inanıyorum.
Bilişim, devlet politikası olmalıdır!
BURSAWORK Bilişim ve Yazılım Hizmetleri Kurucusu Murat BASTEM
2016 yılında BURSAWORK Bilişim ve Yazılım Hizmetleri’ni kurdum. Geçmiş yılların vermiş olduğu tecrübe ile ilgili olarak kamu kurumlarına özel yazılımlar yapıyorum ve ayrıca özel firmaların isteği üzerine Web Yazılım, Kurumsal Kimlik, Özel programlama ve benzeri hizmetler sunmaktayız.
Sanayi şehrimiz olan Bursa’da bilişim ve teknolojiye verilen önem ve destek yeni yeni yükselme sevilerinde olmuş olup, bahse konu olarak genelde yazılım sektörünün ulusal verimliliğin artırılmasında önemli katkıları bulunmaktadır. Örneğin yazılım yatırımları, OECD ülkelerinde finansal hizmetler prodüktivitesinin ortalama % 0,25 artmasını sağlamaktadır. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin, kullanıldığı her sektörde o sektörün verimliliğini artırdığı kanıtlanmış bir gerçektir.
Türkiye’de bilgi ve iletişim teknolojilerinin içinde bilgi teknolojilerinin, bilgi teknolojileri sektörü içinde de yazılım ve hizmetlerin yeterince büyük ve olması gereken noktada olmadığını söyleyebiliriz. Son on yıllık verilere göre Türkiye bilişim pazarı 8,549 milyar ABD dolarıdır. Bu rakamın 6,944 milyar ABD dolarını donanım, 0,909 milyar ABD dolarını hizmet ve 0,696 milyar ABD dolarlık kısmını ise yazılım oluşturmaktadır. Buradan da görüleceği üzere, Türkiye bilgi teknolojileri pazarı donanım ağırlıklı bir yapıdadır.
Dünya genelinde donanım harcamaları, tüm bilgi teknolojileri harcamasından % 39 pay alırken; bu oran Türkiye’de yaklaşık % 81 seviyesindedir. Bilgi teknolojileri pazarının % 19’u ise yazılım ve hizmetlerden oluşmaktadır.
Bursa’nın yazılım sunduğu avantajlarından birisi bence en önemlisi bizlere ve diğer firmalara Veri Merkezi olarak destek veren DGN Teknolojinin şehrimizde olması yazılım ve bilişim alanında faaliyet gösteren Türkiye ve diğer ülkelere hizmet vermesi bizlere sunulan en güzel avantajlarından birisidir.
Sektörümüzün en çok yaşanan sıkıntılarından birisi yerel ve milli olarak yazılım ve bilişim sektörüne devlet desteğinin artırılmasıdır çünkü teknolojiyi en iyi kullanan ülkeler şu anda lider konumdadırlar. Bizleri dışa bağımlı olarak bırakmasınlar devletimizi vereceği destekler sayesinde ucuz maliyet kaliteli hizmet sunmak istiyoruz.
Türkiye’de yazılım ve oyun geliştirici alanında atmış oldukları adımlardan gayet memnun olduğumu bildirmek isterim. Bir önceki konuda da bahsetmiştim her şey den önemlisi devletimizin tüm gücüyle milli ve yerli yazılımlara destek vermeleridir.
Bizler bu alanda hem diğer ülkelere karşı rekabet yapmamız ve kendi içimizde birbirimize kenetlenmeliyiz. İşte bizleri bir araya getirerek bizlere destek veren BİSİAD (Bilişim İş Adamları ve Profesyonelleri Derneği) ailesine ve Genel Başkanımız olan Dağhan UZGUR Beye sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
REMMSOF Yazılım Ceo’su Tanser ÇOBANOĞLU
REMMSOFT YAZILIM SAN. TIC. A.S 2013 yılında web ve mobil odaklı projeler geliştirmek üzere kurulmuş bir firma. 2014 yılı itibariyle yalın üretim yaklaşımı dikeyinde ürün ve çözümler geliştirmeye başladık. Bunun yanında eğlence sektörü, turizm fuarcılık gibi farklı alanlarda da global müşteri özelinde projelere imza attık, şu an 20’nin üzerinde ülkede yaptığımız projeler kullanılıyor.
Otomotiv bizim ağırlıklı olarak çalıştığımız bir sektör, 2019’dan bu yana yaşanan ekonomik daralma ile birlikte sanayicilerimizin yazılım/bilişim alanında yaptığı yatırımların azaldığını görüyoruz. Fabrikaların dijitalleştirilmesi konusunda sanayicilerimizin uzun vadeli faydaya odaklanması için farkındalığın arttırılması ve yazılım/bilişim alanında da bu vizyona uygun yatırımların teşvik edilerek ve üretilen yazılım çözümlerinde kalitenin arttırılarak global standartlara uygun ürünler geliştirilebilmesi için benzer faaliyet alanında olan bilişim firmalarının bir çatı altında toplanarak, toplam kalite standardının benimsenmesi gerekir.
Bursa yazılım alanında maalesef kısır döngüye girmiş bir şehir. Sanırım yeterli marka bilinirliği yaratılamadığı için yerel yazılım firmalarının ürünleri, global veya ulusal diğer muadili ürünlere nispeten çok daha düşük bütçeler ile alınmak isteniyor. Ekonomik girdinin sağlanamaması da ister istemez yazılım firmalarının hem kadrolarının hem de geliştirdikleri ürünlerin kalitesini aşağı çekiyor bunun yanında nitelikli yeni mezun gençlerimiz ekonomik olarak daha iyi imkanlar sunan diğer büyük şehirlerde kalmayı tercih ediyor.
Benim görüşüm en büyük sıkıntımız markalaşma ve kalite bilinci. Nerdeyse tüm yazılım firmalarının vizyonunu okuduğunuzda “globalleşme” ile ilgili bir kısım okuyoruz ama çok çok azı bu vizyonu benimsiyor. Birçoğu küçük hedefler peşinde ya da ihaleler peşinde hızlı ekonomik başarıyı arıyor. Ekonomik başarıyı yakalayanların da çok azı global bir marka olma yolunda ilerliyor. Öte yandan teknoloji dediğimizde değişim/yenilik/inovasyon akla gelmesi gerekirken birçok yazılım firması sadece hazır araçları kullanarak neyi neden yaptığını bile bilmeden 10-15 yıllık teknolojilerle yazılım üretiyor.
Bir ülkeden global bir başarı ortaya çıktığında bu direk olarak ülke imajını güçlendiriyor. Diğer ülkelerde iletişime geçilen müşterilerin bir Türk firmasına bakışını olumlu yönde etkiliyor. Yazılım geliştiren firmalar için de mutlaka büyük bir motivasyon oluşturuyor. Çünkü yapılabileceğini görüyorsunuz.
Konuştuğumuz bu tüm konuları anlamlı kılan insan sağlığını ve dolayısıyla bu yıl yaşadığımız salgını her bireyin dikkate almasını istiyorum. Son olarak online eğitime geçiş ile birlikte evlerinden eğitim alacak yazılım ile ilgi duyan tüm öğrencilerimizin bu süreci fırsata çevirip evde bilgisayar başında geçirdikleri süreçte yazılım geliştirmelerini öneriyorum.
Sigma Center Yönetim Sistemleri Uzmanı Ekrem AKIN
Sigma Center olarak 99 yılından bu yana Bursa’dan tüm Türkiye hatta dünyaya yönetim sistemleri ve verimlilik yönetimi konularında danışmanlık ve eğitimler veriyoruz.
Buradaki bilgi ve tecrübemizi 2012 yılında sigmaAkademi Online Eğitim Platformu’nu kurarak paylaşmak istedik. Bu 12 binin üzerinden kullanıcısı 100’ün üzerinde online eğitimi olan bir platform. Firmalar bu platformu kendi online eğitim platformu olarak da kullanabilmektedirler.
2013 yılında da AltaSoft Entegre Yönetim Sistemleri Yazılımı’nı geliştirdik. Bu yazılım kuruluşlarda yönetim sistemlerinin oluşturulmasını, uygulanmasını, sürdürülmesini ve sürekli iyileştirilmesini kolaylaştırmak için hazırlanmış bir yazılımdır. Web tabanlı olduğu için dünyanın her yerinden kurulum gerektirmeden kullanılabilir.
Bursa da bilişim sektörünü 3 büyük ilden sonra sıralayabiliriz. Bilişim sektörünün gelişmesi için bizce müşterilerinde bilişim sektörüne hammadde aldıkları bir tedarikçi gibi bakmamalılar. Bilişim ürünleri pahalı ve katma değeri yüksek ürünlerdir. Bilişim ürününü satın alan kuruluş bu ürünü elle tutamadığı ve aynı zamanda ülkemizdeki ekonomik belirsizlikten dolayı için değerini de ödemekte zorlanıyorlar. Değeri altında satılan bir ürüne dönüşen bilişim ürünü ise sürdürülebilir olmuyor. Bu da sektörümüze çok zarar veriyor. Hem müşteri hem de bilişim ürününü üretenler gününü kurtarmaya çalışıyor. Eğer değerinde satılabilirse; Bursa sanayisi çok olduğu için dolaylı olarak bilişim sektörü de hızla büyüyecektir.
Bursa’da sanayinin olması diğer illere göre çok avantaj. Yazılımcıların özellikle İstanbul ve İzmir’i tercih ettiklerini görüyoruz. Belki Bursa’yı da tercih edilebilir bir hale getiririz.
Türkiye de yazılımda yetkin ve etkin personel sıkıntısı bulunmakta. Çok yetkin yazılımcıların çoğunun ilk tercihleri yurtdışı. Eğer yurtdışı imkanları olmuyorsa Türkiye’de kalıyorlar. Yazılımcılar maaşların çok daha yüksek olması ve fırsatların diğer illere göre daha fazla olmasından dolayı öncelikle İstanbul’u tercih ediyorlar. Aslında biraz önce bahsettiğim durumu sadece biz yaşamıyoruz. İTÜ’de girdiğimiz bir kurulda oradaki işverenler ve mühendis öğretim üyeleri de aynı dertten bahsettiler. Diğer taraftan yazılımcı ile müşteri arasında olan ve tüm bilgi aktarımında önemli bir rol oynayan ve Türkiye’de daha tam olarak anlaşılmadığını düşündüğümüz sistem analistleri. Sistem analistleri hem müşteri hem de yazılımcının dilinden anlayan, müşterinin istediğini yazılımcının anlayacağı şekle dönüştüren, kullanıcı beklentilerine göre aslında sistemi tasarlayan bir uzmanlık. Türkiye’de özellikle birçok yazılım firmasında direk müşteriyi iletişimi yazılımcılar yapmakta. Yazılımcının müşteriyi anlayıp ürünü geliştirmesi çok problem olmakta.
Türkiye’de genç kuşağın çok önemli bir potansiyeli var. Bize düşen görev; bu potansiyelin gerçekleşmesini sağlayacak uygun ortamımı sağlayabilmemiz.