Gelişen teknoloji ve artan talepler sanayi tesislerinde dönüşüm yaşanmasını zorunlu kılıyor. Firmalar, ihtiyaçlara cevap verebilmek ve çağa ayak uydurabilmek adına ya daha büyük fabrikalar taşınıyor ya da mevcut tesislerini yeniliyor. Buna rağmen işlevini yitirmiş ve yıpranmış yapılarda üretimlerini sürdüren firmalar ise hem makine yatırımlarını hem de insan kaynaklarını riske atarak riskli tesislerde faaliyetlerine devam ediyor. Türkiye’de sanayinin başkenti Bursa, deprem tehlikesini de yakından yaşayan şehirlerin başında geliyor. Bursa’daki fabrikaların dönüşüm ihtiyacını değerlendiren uzman isimler, yıpranmış fabrikalarda üretimlerine devam eden firmaları uyardı. Sanayi tesisi inşaatlarında önemli deneyime sahip isimler sanayi tesislerindeki dönüşüm, konuttaki dönüşüm kadar önemsenmesi gerektiğine dikkat çektiler.
Prof. Dr. İsa YÜKSEL BTÜ, İnşaat Müh. Böl. Yapı Anabilimdalı Öğr.Üyesi Sanayi yapıları; doğa olaylarından etkilenerek ya da kötü kullanıma bağlı veya içinde bulunduğu yıpratıcı endüstriyel ortama bağlı olarak yapısal hasara uğrayabilirler. Bu hasarların birçoğu yapının onarılması ya da güçlendirilmesiyle ortadan kaldırılabilir. Sanayi yapılarını diğer yapılardan ayıran en önemli özelliği; onarım veya güçlendirme faaliyetleri süresince bir taraftan kullanımına devam edilmesi gerekliliğidir. Söz konusu yapıların ortaya çıkan yapısal hasarlarını ortadan kaldırma işlemi zorunlu olmadıkça yapının hizmet vermesine engel olunmadan yürütülmelidir. Ülkemizde sanayi tesislerinin büyük çoğunluğunun deprem tehlikesi yüksek yerlerde yoğunlaşmıştır. Bu durum, Bursa için de geçerlidir. Söz konusu yapıların içinde kurulu bulunan makine-techizat varlığı, depolanan hammadde veya ürünlerin değeri, yapılan üretimin ülke ekonomisine katkısı ve bu işyerlerinde çalışmakta olan insan sayısı göz önüne alındığında bu yapıların önemi daha iyi anlaşılır. Öte yandan, bazı sanayi yapılarında yanıcı, patlayıcı maddeler yer alabilir ve bunlar örneğin bir deprem esnasında yangın veya patlamaya neden olabilir. Bu durum can ve mal kayıplarına sebep olabilir. Bilinen hiç bir yapısal hasarı olmasa bile, önem düzeyine göre, bu yapıların belirli zamanlarda yapısal performanslarının değerlendirilmesiyle ileride olabilecek pek çok can ve mal kayıplarının önüne geçilebilir. Sanayi yapılarının içinde bulundukları ortam genellikle endüstri bölgesi olup, yapımda kullanılan beton ve çelik gibi temel yapı malzemeleri için yıpratıcı bir ortamdır. Yıpratıcı ortam içinde çelik ve beton gibi yapı malzemelerinin performanslarını zaman içinde giderek artan şekilde kaybettikleri bilinmektedir. Böyle olumsuzlukların yaşanmaması için sürdürülebilir tedbirler alınması gerekir. Sanayi yapılarının dönüşümü bu anlamda önemli ve ihmal edilmemesi gereken bir tedbir olarak önümüzde durmaktadır. Dönüşümden kasıt, yapının deprem gibi olası bir tehlikenin gerçekleşmesi durumunda işlevini kaybetmeyecek güvenli bir yapıya dönüştürülmesidir.
Dönüşümün iki yolu vardır. Birinci yol; şehrin muhtelif yerlerinde dağınık vaziyette bulunan endüstriyel yapıların olduğu yerde yenilenmesi/iyileştirilmesidir. İyileştirmesi mümkün olmayan ya da iyileştirme maliyeti yüksek olanların yeni ve güvenli bir yere nakli gereklidir. İkinci yol; OSB gibi özellikle belirli yerlerde kümeler halinde bulunan sanayi yapılarının altyapı ve çevre düzenlemesi ile birlikte bir bütün olarak ele alınmasıdır.
Mustafa ANDIÇ İMSİAD Başkanı Kentsel dönüşümün sadece konut alanına yoğunlaşılmış olması nedeniyle başlangıçtaki amacına ulaşamamıştır. Deprem riskine karşı, sadece konutlardaki bütünsel bir başarı sağlaması beklenemez. Çoğumuz konutlarımızı yenileyerek güvenli yapılara kavuşacağımızı düşünüyoruz. Fakat insanlarımız konutlarda ikamet etseler de fabrikalar, atölyeler gibi çok çeşitli işyerlerinde çalışmaktadırlar. Bu nedenle, olası bire depremde fabrika ve atölyeler gibi iş yerleriyle ve oralarda çalışanların hayatı da riske girecektir. Oysaki sanayi yapılarımız, içerisinde barındırdıkları nitelikli insan gücü, katma değerli makine parkı, hammadde ve mamul depoları itibarıyla ülkemiz için stratejik önem arz etmektedir. İç ve dış piyasada malzeme tedarik zincirinde en önemli halkalardan biri olan üretimin olası bir deprem ile sekteye uğramaması için, sanayi yapılarının dönüşümü ülkemiz için hayati önem taşımaktadır. Fakat sanayi yapılarının dönüşümünü konutların dönüşümü ile aynı şekilde düşünemeyiz. Şöyle ki, konutların dönüşümünde insanlarımız başka konutlarda kiraya çıkabiliyorken, üretim zincirinin kırılmaması gereken sanayi alanında, üretimi aksatmayacak bir dönüşüm çözümü şarttır. Üretim devam ederken sanayi dönüşümünün de yapılması en istendik senaryodur. Bu nedenle, sanayi yapılarının dönüşümünde, yıkıp yapmak yerine, güçlendirmek daha önemli bir seçenektir. Sanayi yapıları betondan, prefabriğe ve çeliğe kadar çok çeşitli yöntem ve malzemelerle yapılmış olduğundan her bir yapının kendi içinde ileri mühendislik hesaplamaları kullanılarak farklı bir güçlendirmeye, dönüşüme tabi tutulması gerekir.
Bu konuda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın açıkladığı kentsel dönüşümün yeni yol haritası olan Kentsel Dönüşüm Eylem Planı’nın beşinci maddesinde, şehir merkezlerinde esnafın durumunu karşılayamayacak durumdaki, eskimiş sanayi alanlarını dönüştürmek amacıyla sanayi alanlarını kent merkezlerinin dışına çıkarılmasından bahsedilmektedir. Bu çerçevede, başta İstanbul, Kayseri, Kocaeli ve Konya olmak üzere çalışmalara başlandığı ve 5 yılda sanayi alanlarına yönelik bu çalışmaları tüm şehirlere yayılmış olacağı belirtilmektedir. Ülkemiz sanayi yapılarında doğal afetlere karşı özlenen seviyeye ulaşılabilmesi için biran önce yasal düzenlemeler yapılıp harekete geçilmesi gerekmektedir. Bunu yaparken de sanayinin kendi işleyişi ve ihtiyaçlarına uygun özgünlükteki bir yol haritası belirlenerek, sanayi yapılarının mevcut durumu hakkında envanter çalışması yapılması ve her sanayi yapısı için en uygun güçlendirme yöntemi seçilmelidir.
İlker ORAL SİNTA A.Ş. Genel Müdürü Sanayi yapılarında uzmanlaşmış firmamız; Oyak Renault, Tofaş, Bosch, Karsan, Korteks, Coats, Çemtaş, Türk Siemens, Prysman, Coşkunöz, Baykal, Durmazlar, Özdilek, Zorlu Enerji, Asil Çelik, Roda Liman Depolama ve Lojistik, Asmerkez, Carrefour gibi ulusal ve uluslararası firmaların da yer aldığı binden fazla firmanın inşaatına imza atmıştır. 2021 yılının ilk çeyreğini yaşadığımız şu günlerde yeni projelerimizden bazıları ise şunlardır; Zorlu Enerji Elektrik A.Ş.’nin İşletme Binası inşaatının yapımı, YPS Otomotiv A.Ş.’nin Fabrika ve İdari Bina inşaatının yapımı, Roda Liman Depolama ve Lojisitk Tesisleri A.Ş.’nin kaba inşaatının yapımı firmamızca devam etmektedir. Sanayi yapıları inşaatında zamanında teslim önemlidir. Zamanında teslim, yatırımcının bir an önce para kazanmasını ve yatırımını üretime geçirmesini sağlayacaktır. Ayrıca kaliteli yapılan inşaat uzun yıllar sorun çıkarmadan yatırımcının çalışmasına imkan verecektir. Türkiye; büyüyen, genç ve kentli nüfusun hızlı arttığı bir ülkedir. Bu yapısal özelliği konut ihtiyacını arttırmış, buna paralel olarak da konut sektörü hızla gelişmiştir. Zira günümüzde inşaat denilince gündeme öncelikle konut inşaatları gelse de bu sektörün sadece bir parçasıdır. Her türlü kamu ve özel sektör yatırımlarının büyük bir bölümü inşaat yatırımlarını oluşturmaktadır. Doğru bir biçimde tasarlanmayan, planlanmayan ve inşa edilmeyen yapılar hem yatırım hedefine ulaşmada sıkıntı yaratır hem de yıkılma ve çökme gibi tehlikelere yol açabilir. Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise yasa ve yönetmeliklerdir. Projeler mutlaka yasa ve yönetmelikler çerçevesinde yapılmalı ve buna uygun bir biçimde hayata geçirilmelidir. Altyapı da dikkat etmesi gereken diğer önemli bir konudur. Aksi takdirde yatırım boşa gidebilir. İşlevini yitirmiş sanayi bölgelerindeki dönüşümler diğer kentsel dönüşüm projelerine göre daha zor ve uzun zaman gerektiren dönüşüm projeleridir. Aslında kent merkezindeki konumları, altyapı ve ulaşım imkânları açısından avantajlar içermelerine karşın, geçmişteki sanayiden kaynaklı çevresel kirliliği oluşturan riskleri de bulunmaktadır. Ülke ekonomisinin her alanının inşaat sektörü Bahis Siteleri ile kesiştiği bir gerçektir. Büyük ölçüde ulusal sermayeye dayanan inşaat sektörü, yüzlerce meslek dalını ilgilendirmesi nedeniyle istihdam ve üretim sürecini önemli ölçüde etkilemektedir. Küresel ve bölgesel tüm olumsuzluklara rağmen ülkemizin yakaladığı büyüme trendinde inşaat sektörünün katkısı yadsınamaz. İnşaat sektörü büyüdükçe Türkiye’de büyümeye devam edecektir.
Nurettin GÖLER NTA Çelik Konstrüksiyon Gen. Md. 1993 senesinde DOSAB’da fabrika inşaatlarına başladım. 1999 yılında deprem olunca üniversitedeki uzmanlık alanım olan çelik yapılara yöneldim. Fabrika inşaatlarına başlayıp çelik yapılar konusunda öncülük etmek istedim. Bu bağlamda 2002’de kurmuş olduğum şirketim hala faaliyetlerine deva ediyor. Sadece Bursa’da değil, İstanbul’da, Çorlu’da, Türkmenistan’da fabrika yapıları yaptık. Çelik konusunda kendimize çok güveniyoruz.
Tekstilciye veya otomotivciye yaptığınız fabrika aynı olmuyor. Hepsinin istedikleri farklı. Bizim burada şöyle bir avantajımız var; hemen hemen her dalda faaliyet gösteren sanayi yapıları yaptığımız için hangi sektörün ne tarz yapılara ihtiyacı olduğunu çok iyi biliyoruz. İşi alıp, almamaktan ziyade, projelerin içinde olup, deneyimlerimizi aktarmak istiyoruz.
1999 depreminden sonra bazı sanayi yapıları zarar gördü ve daha sonra güçlendirme çalışmaları yapıldı. Deprem hayatın bir gerçeği. Nerede, ne zaman olacağını bilmiyoruz. Bu gerçeği göz ardı etmemeliyiz. Fabrikaların içerisinde milyon dolarlık makineler var. Bir sanayide inşaatın maliyeti o işletmenin belki yüzde 5’ini bile bulmuyor. Fabrikanın 1 günlük iş kaybının nelere mal olabileceğini düşündüğümüzde olası bir depremde büyük can ve mal kaybıyla karşılaşabiliriz.Kentsel dönüşüm deyince ilk olarak konut akla geliyor ama bence sanayideki dönüşüm daha önemli. Kentsel dönüşümdeki algıyı genişletilmemiz lazım. Çünkü sanayi durursa ekonomi durur. Bursa’da konutların yüzde 70’i depreme dayanıksız olduğunu söylüyoruz. Bu durum sanayi yapılarımız için de geçerli. Bursa farklı bir şehir. Bursa’da dünya çapında firmalar var. 2018’deki dolar kurundan sonra işini iyi yapan sanayicilerimiz bundan pozitif manada etkilendi. Biz de bu tip firmalarla çalıştığımızdan 2018, 2019 ve 2020’de firma olarak ciro rekorları kırdık. Ben pek çok farklı koldan sanayiciyle iş yaptığımdan dolayı gelecekten oldukça umutluyum. Sanayi yapılarımız birer milli servettir. El birliğiyle dönüşümü gerçekleştirmek gerekiyor. Sanayicinin en büyük derdi arazi. Onlara arazi üretilirse kendiliğinden bir dönüşüm olacaktır. Bu da ihracatı artıracak bir hamle olur.
İstanbul Havalimanı’nda çalışan 8 tane kaba yapı müteahhidinden biri de bizdik. Terminal binası, otopark ve plaza bölümlerinin inşasını yaptık. 32 metre büyüklüğünde bir viyadük yaptık. Büyük bir tecrübe sahibi olduk ve Türkiye’nin inşaat sektöründe ne kadar ileride olduğunu gördük. Bu inşaatta bir günde dökülen beton, bütün Bursa’da 1 ayda dökülenden fazlaydı. Yaklaşık 2 sene 1000 kişiyle çalıştık.
Cevdet YÜCE Çevre İnşaat Gen. Md. 1987 yılından bugüne kadar ağırlıkla sanayi yapıları yaptık. 1997 yılından itibaren de Bursa’da henüz olmayan prefabrik üretimine başladık, fabrikamızı kurduk. O günden itibareb sanayi yapılarına hem komple taahhüt anahtar teslimi inşaat yaparak hem de prefabrik sistem üretimi yaparak faaliyetlerimize devam ediyoruz. Geçen 34 sene içerisinde bir kaç milyon metrekareden fazla fabrika inşaatı yapmışızdır. Sadece Bursa ve ilçelerinde değil Balıkesir, Eskişehir, Kütahya, Bilecik, Yalova gibi bölgelerde de fabrika inşaatları yaptık.
Fabrika inşaatlarıyla konut inşaatları işleyiş olarak birbirinden farklılık arz ediyor. Konut inşaatları klasik sistemle yapılan inşaatlardır, fabrika inşaatları ağırlıkla prefabrik ve çelik inşaatlardır. Biri üretime diğeri ise yaşama dayalıdır. Sanayi tesislerinde üretim şekline göre yapı özellikleri de değişmektedir. Tekstil, otomotiv ya da gıda fabrikalarının yapıları farklıdır. Sanayi yapılarında parsele ve üretim şekline göre dizayn yapılır. Burada önemli olan işlevselliktir. Bursa’daki sanayilerde doluluklar yüzde 70’in aşağısında olmadığını düşünüyorum. Yeni sanayi bölgelerimiz de oluşuyor. Yani Bursa’da sanayi sürekli gelişiyor.
40 yıldır Bursa sanayisini takip ediyorum. Yenilenmeye ihtiyacı olan sanayi tesislerinin dönüşümü tamamlandı. Özellikle 1999 depreminden sonra yapılan sanayi yapılarında herhangi bir yenilemeye de ihtiyaç yok. O yapılar tamamen deprem güvenliğiyle yapıldı. Sanayi yapılarında bir envanter söz konusu değil. Şehrimizin konut stoğundaki depremsellik envanterini çıkartmadığımız gibi sanayi yapılarında da bunu yapmıyoruz. Sadece, yapı sahibinin kendi iradesiyle kontrol ettirdiği, kısmen güçlendirdiği ya da değiştirdiği binalar söz konusu. Tecrübeme dayalı şunu söyleyebilirim, bir yapı hangi dönemde yapılırsa yapılsın, yapıldığı dönemdeki teknik kurallarına uygun olarak inşa edildiyse çok fazla bir problem olmamaktadır. Sıkıntı yeterli kalitede yapılmayan yapılarda yaşanmayacaktır. Sanayi bölgelerindeki dönüşüm çok zor ve meşakkatli bir iştir. Depremsellik açısından bakıldığında sanayi bölgelerinden ziyade konut bölgelerinin çok daha riskli olduğunu düşünüyorum.
Bursa’da sanayi bölgesi olmayan yerlerde de kaçak yapılaşmış bir sürü sanayi yapılarımız var. Bunların bir şekilde denetim ve kontrollü yapılmalı, mutlaka yenilenmeli. Türkiye’deki inşaat mühendisliği bilgi beceri açısından dünya ile paraleldir, problemi tespit edip çözümü ortaya koyabilir ama bunun için ciddi bir irade ve ihtiyaç duyma arzusu lazım.
Adil GÖKÇADIR Gökçadır İnşaat YKB 1979’da Sönmez Holding’te Filament Continue Poly, arkasından Kesik Elyaf Tesisleri. Mimari ve Statik Projeleri ve Uygulama, Depo inşaatları ve Enerji Tesisleri ile 1984’ den itibaren müteahhit olarak Bursa ve ilçelerinin yanı sıra Çorlu Sanayi Bölgesi’nde 37 adet anahtar teslim fabrika inşaatı gerçekleştirdim. Bu arada pek çok fabrika projesi ve Tofaş Sosyal Tesisleri, kalıp bölümü hafriyat dolgu tesviye sıkıştırma işleri, çevre duvarları, Bursa Çimento 2. bölüm kontrollük hizmetleri, Bursa Çimento Sosyal Tesisleri gibi işler de yaptım. 2005’ten bu yana yap-sat sistemi ile konut ve işyeri üretme ve pazarlama işi yapmaktayız.
Fabrika inşaatlarında genelde prefabrik elemanların kullanılması nedeniyle inşaat süreci daha kısadır. Daha az taşıyıcı elemanla daha büyük açıklıklar yapılabildiğinden, arsa maliyetleri de daha düşük olduğundan, fabrika birim maliyetleri konuta göre çok daha düşüktür. Fabrika inşaatlarında birinci öncelik işlevselliktir. Üretilecek ürüne uygun projelendirme, büyüyebilme imkânı olması, ham maddeye ve lojistik imkânlara yakın olması aranan özelliklerdir. 1999 depreminden sonra inşaat malzeme kalitelerinde ve deprem yönetmeliklerinde çok ciddi değişimler olmuş ve yapı denetim sistemi kurulmuştur. Fabrika inşaatlarında kullanılan prefabrik elemanlar genelde öngerilimli olarak inşa edilmişlerdir. Beton kaliteleri konutta kullanılana göre çok daha yüksek dozlu ve kaliteli olmuştur. Merkezi alanlarda hazırlanıyor olmaları, beton malzeme karışımlarının daha homojen olması, kalıpların çelik, vibrasyonun otomatik olması, özel kürler uygulanması gibi uygulamalar, ilave kalite artışı sağlamıştır. Elemanların hiperstatik sistemlere göre projelendirilmesi, oynar başlıklı bağlantılarla birleşme gibi depremde elastikiyet sağlayan avantajları olması, güvenliği arttıran unsurlardır. Sanayinin 1999 öncesi için konut inşaatlarına göre çok daha sağlam yapıları vardır. Yine de 1999’dan sonra değişen yönetmeliklere göre dezavantajları da çoktur. Konutlar kadar olmasa da, bazı tesislerde değişimin şart olduğunu, bazılarında zaman var ise de mümkün olduğunca değişim planlamasına alınmasında fayda olduğunu söyleyebiliriz. Bursa OSB’leri sanayi bölgeleri, atölyeleri ile ülkemiz ekonomisi için belirleyici öneme sahip bir şehirdir. Sanayi tesislerinden daha önemli olanı, o tesislerdeki yetişmiş insan gücü ve kadrolardır. Tesisin yenisini bir iki yılda kurabilirsiniz ancak uzman kadroları yeniden yetiştirmek uzun yıllar alacak, gelişmiş standardı yeniden tesis etmek kolay olmayacaktır.
Oğuzhan DEMİR OSD Yapı YKB 2004 yılında kurulan şirketimiz, bugüne kadar 128 adet çeşitli metrekarelerde fabrika inşaatı yapıp tamamlanmıştır. Şuan mevcutta proje safhasında 2 adet fabrika inşaatımız vardır. Günümüz endüstriyel fabrika inşaatlarıyla konut inşaatları arasındaki en büyük fark zaman tasarrufudur. Sanayi yapımındaki metrekareler konut inşaatına göre çok büyük olmasına rağmen sanayi inşaatı, konut inşaat yapım yılının 3/1’ine tekabül etmektedir. Bu da zamandan çok büyük bir tasarruf sağlamaktadır. Fabrika inşaatlarında sanayi sektörüne hitap edildiğinden dolayı ileriye yönelik uzun ömürlülük ve sağlamlık bakımından kullanılan malzeme çeşitleri konut inşaatlarına göre daha güçlüdür. Fabrika inşaatlarında işleyiş olarak da söylenmesi gereken proje safhasındayken yapılacak olan inşaatta, proje hazırlandıktan sonra alt yapının başlangıç ve yapım sonuna kadar süreçte kullanılması gereken tüm yapı elemanlarının hazırlıkları yapılmış olup sırasına göre montaj işleri yapılmaktadır. Fabrika inşaatlarında önem arz eden en büyük etken yapılacak imalatın öncelikle kullanım amacına göre sistemin çözülmesidir. Bunlardan kısaca bahsedersek makas altı yüksekliği, kreyn vinç kullanımı ara katlardaki hareketli yük katsayıları ve kullanım amacına göre aks (kolon ) aralarının özel olarak belirlenmesidir. Her yapılan fabrika kendine öz özel yapılardır. Bursa, eski bir sanayi şehri olduğundan dolayı zamanında yapılan inşaatlar o günün ekonomisine ve şartlarına göre özellikle metrekareler belirlenmiştir. Fakat günümüz ekonomi ve ihracat atılımından dolayı istek ve talepler doğrultusunda mevcut eski sanayi yapılarının yetersiz olduğunu görebiliyoruz. Bu nedenden dolayı hizmet veren firmalar gelen artış taleplerine istinaden büyümeye zorlanmıştır. Bu da haliyle mevcut metrekarelerdeki üretimlerin yetersiz kalmasına sebebiyet vermektedir.
Latif ALTAY Altay Tasarım İnşaat YKB
Fabrika inşaatları, konut projelerinden farklı olarak çok daha fazla detay, teknik bilgi ve tecrübe gerektiren projelerdir. Konut inşaatlarında genellikle birkaç tipte konut olup, aynı detaylar katlar yükseldikçe ya da etaplar genişledikçe konutlara uygulanır. Fabrika inşaatlarında ise fabrikanın yapım amacına göre sayısız detay ve uygulama vardır. Bu detayların çözümü ve imalatların takibi belirli bir tecrübe ve teknik ekip gerektirir. Örneğin bir gıda fabrikası ile kimyasal madde üretimi yapan bir fabrikanın ihtiyaçları aynı olamaz. Her birinin ihtiyaçları farklıdır. Bu durum fabrikada kullanılacak makinalardan, personel sayısına, depolama – yükleme alanlarına, fabrikanın ısıtma ve soğutma sistemlerine hatta iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine kadar farklılık gösterir. Fabrikada kullanılacak makinaların ağırlık ve büyüklüklerine göre statik projeler bile değişebilmektedir. 16 senedir başarılı bir şekilde faaliyet gösteren Altay Tasarım kendini fabrika yapım işlerinde kanıtlayarak, çeşitli alanlarda faaliyet gösteren 14 adet fabrikayı sahiplerine eksiksiz ve zamanında teslim etmiştir. Her geçen gün kendini daha da geliştirerek büyük projelere imza atmaya devam etmektedir. Şu anda Balıkesir Organize Sanayi Bölgesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’na bağlı İşbir Alternatör ve Jeneratör Fabrikası yapım işini başarılı bir şekilde devam ettirmektedir.
Sırada ‘sanayide dönüşüm’ var
Sırada ‘sanayide dönüşüm’ var
Bursa NetHaber Bursa NetHaber
EKONOMİ
Doğal afet deyince akla ilk konutların dönüşümü gelse de zamanla yapısal hasara uğrayan ve olası afette ciddi ekonomik kayba sebep olabilecek sanayi yapıları da dönüşüm bekliyor.
Paylaş: