Bursa NetHaber

SYK Group hayvancılıkta da başarıyı hedefliyor

EKONOMİ

Tekstilden enerjiye farklı sektörlerde başarılı girişimlere imza atan SYK Group, Karacabey’in Uluabat Mahallesi’nde hem küçükbaş hem de büyükbaş hayvan çiftliği yatırımıyla hayvancılık alanına adım attı. Son teknolojinin kullanıldığı tesislerde, bilimin ışığında yetiştiricilik yapılan çiftlikler, şimdiden Bursa’da örnek olmaya aday.

Tekstil, turizm ve enerji gibi farklı sektörlerde gerçekleştirdiği başarılı yatırımlar ve sektörlere getirdiği yeniliklerle adından söz ettiren SYK Group, hayvancılık alanına da hızlı bir giriş yaptı. Karacabey Uluabat Mahallesi’nde küçükbaş ve büyükbaş yetiştiriciliği için iki ayrı çiftlik işletmesi açan SYK Group, bu alandaki faaliyetlerini grup şirketlerinden ACE Hayvancılık ile sürdürüyor. Küçükbaş çiftliğinde Merinos ve İle De France ırklarıyla damızlık üretimi yaptıklarını söyleyen Selçuk Yedikardeş, büyükbaşta da Türkiye’de sayılı ve Bursa’da ilk olan Jersey çiftliğini kurduklarını söyledi.

BÖLGEYE EN UYGUN CİNSLER SEÇİLDİ

Küçükbaş hayvan çiftliklerinde 1000’e yakın hayvan olduğunu dile getiren Selçuk Yedikardeş, Merinos ve İle De France ırklarının bölgeye en uygun koyun cinsi olduklarını söyledi. Yedikardeş, “Bölgede oturmuş, uzun yıllardır yetiştirilmiş ve verimli bu iki ırkın üretimini bilimsel ve doğru tekniklerle gerçekleştiriyoruz. Böylelikle bu alanda üretim yapmak isteyenlere de yardımcı oluyoruz” dedi.

İlerleyen yıllarda Lacaune cinsi koyunlardan küçükbaş hayvan sütü elde edebilecekleri bir tesis kurmayı hedeflediklerini kaydeden Yedikardeş, “Küçükbaş hayvan sütü üretiminde bir eksiklik söz konusu. Çünkü hala eski yöntemlerle üretim yapılıyor. Böyle olunca, sağım yapılırken sütün içine hayvanın idrarı karışıyor. Biz el değmeden son teknoloji makine yatırımlarımızla, el değmeden, otomatik sağım yapacağımız bir tesis kurmayı planlıyoruz” diye konuştu.

BURSA’NIN İLK JERSEY ÇİFTLİĞİ

Türkiye’de sayılı olan Jersey cinsi inek çiftliklerinden bir tanesini kurduklarını belirten Yedikardeş, bu alanda Bursa’da bir ilke imza attıklarını vurguladı. 150 dönümlük arazide, 10.000 metrekare kapalı alana sahip tesiste Jersey süt üretimi yaptıklarını ifade eden Yedikardeş, Danimarka’dan 80 adet Jersey ırkı inek ithal ettiklerini söyledi. Yedikardeş, “İneklerimiz yurtdışından gebe geldi. Burada doğum yaptılar. Tesis tam kapasite çalıştığında 300 baş Jersey ineğiyle süt üretimi yapacağız” şeklinde konuştu. Yedikardeş Jersey ırkını tercih etmelerinin sebebinin ise; en kaliteli inek sütünün bu ırktan elde edilmesi olduğunu söyledi. Yedikardeş, “Jersey ırkı hayvandan elde edilen süt A2 proteini içeriyor. Hepsi pedigreli ve dört nesle kadar tüm ailesi kayıt altında olan hayvanlarımızdan yüzde 6 oranında yağlı sütler elde ediyoruz” ifadelerini kullandı. Jersey ineklerinden elde ettikleri sütü “Lumandıra” markası adı altında oluşturduklarını söyleyen Yedikardeş, sütlerini satın almak isteyenlerin Lumandıra’nın sosyal medya hesaplarında bulunan 0546 516 16 16 numaradan sipariş verebilecekleri gibi belirli lokasyonlarda bulunan marketlerden de temin edebileceklerini söyledi.

“ÖNEMLİ OLAN DOĞRUYU YAPMAK”

Yedikardeş sözlerini şöyle sürdürdü; “Burada kendi meramızı kuruyoruz. Elektrikli çitlerle etrafını çevirip, Avrupa’daki gibi bir sistem kuracağız. Burada hayvanların rahatı ve hijyenik bir ortamda yaşaması için her şey düşünüldü. Hayvanlarımızı kendi ektiğimiz doğal besinlerle besliyoruz. Yem rasyolarını hayvanlarımız için en ideal şekilde düzenliyoruz.”

Hayvan yetiştiriciliği bakımından bilimsel yöntemlere oldukça önem verdiklerinin altını çizen Yedikardeş, Bursa Uludağ Üniversitesi ile beraber çalıştıklarını söyledi. Yedikardeş, “Prof. Dr. Sezgin Şentürk çiftliklerimizde bize danışmanlık yapıyor. Projelerimizi Bursa Uludağ Üniversitesi kontrolünde Fenomenbet sürdürüyoruz. Bizim için önemli olan doğruyu yapmak” dedi.

“EKSİKLİKLER: MODERNİZASYON, MERALAR VE İŞ GÜCÜ”

Türkiye’de tarım ve hayvancılığın kan kaybetmesinin sebepleri hakkında da açıklamalarda bulunan Selçuk Yedikardeş; modernizasyon, meraların verimsiz kullanımı ve iş gücü eksikliğinin bu alanda yaşanan en önemli sorunlar olduğuna işaret etti.

“Tesislerin mutlaka modern hala getirilmesi lazım” diyen Yedikardeş sözlerini şöyle sürdürdü; “Hayvancılıkta, üniversitelerle işbirliği içerisinde olunması lazım. Hayvan sağlığını ön planda tutarak hijyen beslenme kurallarına harfiyen uymalısınız. Sağlık kontrollerini ve aşılamaları aksatmamalısınız. Bunların bir tanesini eksik yaptığınız takdirde, olumsuz sonuçlarla karşı karşıya kalırsınız.” Meraların verimsiz kullanımının da hayvancılığı etkileyen bir faktör olduğunu vurgulayan Yedikardeş, “Ülkemizde çok güzel meralar var. Ancak bunların çoğu boş ve bakımsız. Yetkililerin bakımsız meraların ıslahı için çalışma yaparak, bizim gibi yatırımcıların önünü açması gerektiğini düşünüyorum. Meraların parsel bazında kiralandığı bir yöntemle, Avrupa’dakine benzer bir sisteme geçebiliriz. Herkes kendi merasını oluşturursa hem verim artar hem de ari işletmelerde hastalıkların önüne geçilir” dedi.

Hayvancılıkta yaşanan bir diğer sıkıntının ise bu alanlarda çalışacak insan bulamamak olduğunun belirten Selçuk Yedikardeş, “Bu işte en önemli nokta insan faktörü. Fakat biz çoban bulmakta zorlanıyoruz. Sektördeki en önemli sıkıntı bu. Gençler kolay işlerde çalışmak istiyorlar; tarımı ve hayvancılığı zor bir meslek olarak görüyorlar. Gençler bu işten para kazanacağını bilirse, bu alana yönelik cazibe de artacaktır. Çünkü insanlar para kazanacakları alanlara yatırım yapar” şeklinde konuştu. Son dönemde iş insanlarının tarım ve hayvancılık alanındaki yatırımları hakkında da değerlendirmelerde bulunan Yedikardeş, bu yatırımların ülke için önemine dikkat çekti. Yedikardeş, “Bu tarz girişimlerin tarım ve hayvancılığın önünü açacağını ve gıda ithalatının önemli ölçüde düşeceğini düşünüyorum. Pandemi döneminde de şahit olduk; fabrikalar, turizm duruyor. Ama insanlar besin olmadan yaşayamaz. Bu yüzden et, süt, yumurta gibi temel besin maddelerini mutlaka kendimiz üretmeliyiz” diye konuştu.

“YATIRIMLAR İHRACATIN ÖNÜNE GEÇECEK”

Son zamanlarda küçükbaş hayvancılığa yönelimin artığına işaret eden Yedikardeş, “Konya kadar yüzölçümüne sahip Hollanda tarım ve hayvancılıkta dünyada bir numara. Onların bu başarısını iyi inceleyip, bu yöntemleri kendimize de uygulamamız lazım. Gelişmiş ülkelerde tarım ve hayvancılık nasıl güçlü bir sektör haline geldiyse, bizim de o yöntemleri iyi takip etmemiz gerekiyor. Herkes işini iyi takip edip, kurallara uyduğu taktirde başarının geleceğine inanıyorum” dedi.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.