“Tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlayarak konuşmasına başlayan Vekil Gözgeç, “Aslında 8 Mart, insanlık dışı şartlarda çalışmak zorunda bırakılan 129 kadının yanarak can vermesi üzerine anılmaya başlanan bir gün. Bilge Lider Aliya İzzetbegoviç'in dediği gibi ‘Batı'nın refahı, döktüğü kan, akıttığı gözyaşı üzerine kuruludur.’ Oysa bizim medeniyetimizde, Magna Carta'dan beş yüz seksen üç yıl evvel, İnsan Hakları Beyannamesi'nden bin dört yüz yıl evvel, ırk, cinsiyet ayrımı yapılmaksızın ‘Eyyü hannas...’, ‘Ey insanlar...’ diye seslenen Veda Hutbesi var. Veda Hutbesi'nde kadın haklarının gözetilmesi, kadınların ve erkeklerin birbirleri üzerinde hakları olduğu buyuruluyor. Bizim medeniyetimiz, merhamet medeniyetidir; çocuğa, kadına, erkeğe, tüm yaratılmışlara, hatta eşyaya merhamet. Muhyiddun Şekûr, ‘Her şeyini kaybetsen bile merhametini kaybetme’ diyor” dedi.
Kadına şiddetin tüm dünyanın sorunu olduğunu belirten Vekil Gözgeç, TBMM Genel Kurulu’ndaki konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kadına şiddet tüm dünyanın sorunu. 2015 yılında açıklanan Kadına Yönelik Şiddetin Araştırılması Avrupa Birliği Raporu'na göre, Avrupa Birliği ülkelerinde 15 yaşından itibaren her 3 kadından 1'i, 62 milyon kadın şiddete maruz kalmış. Tüm kadınlar arasında mevcut veya eski partneri tarafından şiddete maruz kalma oranı yüzde 22. Bu oran Danimarka'da yüzde 52, Finlandiya'da yüzde 47, İsveç'te yüzde 46. Bu oranlar gösteriyor ki kadın-erkek fırsat eşitliğinde başı çeken ülkelerde dahi kadına yönelik şiddetin bir sorun olmaktan çıktığını söylemek mümkün değil. Bu sorunla topyekûn bir mücadele gerekiyor. Biz, tek bir kişinin dahi burnunun kanamaması için mücadele veriyoruz. Bugüne kadar yaptığımız kanuni düzenlemeler birçok ülkeden çok daha ileri düzeyde. KADES, elektronik kelepçe, Alo 183, UYAP-POLNET altyapı oluşumu, ŞÖNİM'ler, Jestbahis kanunların uygulanmasıyla ilgili çıkarılan yönetmelikler bunlardan birkaçı. Yine, en son açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı'mızda bu konuya dair önemli hususlar var, özel soruşturma bürolarının kurulmasından şiddet mağduru kadınlara avukat gönderilmesine kadar. Ancak şu da bir gerçek ki koruyucu tedbirler yanında önleyici tedbirleri hayata geçirmemiz gerekiyor. Kamu, üniversite, yerel yönetimler, siyasi partiler, STK'ler; topyekûn bir iş birliği gerekiyor. Kadına şiddetin önlenmesiyle ilgili inşallah Meclisimizde bir araştırma komisyonu kurulması önerimiz olacak. Bu konuyu tüm yönleriyle; ekonomik, sosyal, psikolojik boyutlarıyla hep beraber inceleyeceğiz inşallah.
Şiddetin oluşmaması için şiddeti doğuran sebeplerle mücadele etmemiz gerektiğini düşünüyorum. O yüzden, biz, ailenin güçlü olması gerektiğini düşünüyoruz. Sağlıklı, huzurlu, sevgi dolu bir ailede yetişen çocuk şiddet uygulayabilir mi? O yüzden, biz "Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü toplum." diyoruz. Bize göre anneler sadece çocuk doğurmaz, aslında bir toplumu doğurur, toplumu inşa eder. Bizim kültürümüzde, inancımızda anneye "of" bile denmez. Böyle bir anlayışa sahipken nasıl eşimize, kızımıza şiddet gösterebiliriz? Bizlerin kendi medeniyetimizle, inancımızla, değerlerimizle bugüne kadar ve hâlâ koparılmak istenen bağlarımızı yeniden tesis etmeye, güçlendirmeye ihtiyacımız var. Biz bu konuda samimiyiz; bu samimiyeti yaptığımız yönetmeliklerle, kanunlarla, çalışmalarımızla açıkça ortaya koyuyoruz. Şiddete sıfır toleransı daha da sağlamlaştırmak, tek bir kadının dahi, tek bir erkeğin dahi, tek bir çocuğun dahi şiddette maruz kalmaması için mücadele ediyoruz. Bu konuyu bir siyasi çekişme malzemesi olmaktan çıkarmak istiyoruz.”
AK Parti Bursa Milletvekili Gözgeç konuşmasını “En temel hak, yaşam hakkını hedef alan, kadın, erkek, çocuk, tüm milletimizi hedef alan en kapsamlı şiddet hareketi terörle de amasız, fakatsız mücadele etmek zorundayız. Çocukları dağa kaçırılan Diyarbakır Anneleri için, şehitlerimiz için, şehit anneleri için, şehit kızlar için, Aybüke öğretmen için terörle mücadele etmek zorundayız. Velhasıl, köklü medeniyetimizle bağlarımızı koparmadan, sevgi ve merhamet dilini yeniden hâkim kılarak kadın erkek hep birlikte daha güçlü Türkiye'yi inşa edeceğimize yürekten inanıyorum” diyerek tamamladı.
TBMM de Genel Kurulu’nda verilen önerge ile Şiddetin Önlenmesi Hakkında Meclis Araştırma Komisyonu Kurulmasına karar verildi.