Teknik üniversitede bulunmanın sanatla ilgilenmeye engel oluşturmadığını ifade eden BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, milli kalkınma hamlesi hedefleri doğrultusunda bilim ve teknoloji alanının yanında ülke olarak sanat alanında da gelişmeye ihtiyaç duyulduğunu ve bu anlamda öğrencilerin kültür sanat alanında kendilerini keşfetmeye yönelik faaliyetlere katılmalarının son derece önemli olduğunu belirtti.
Kariyeri ve filmleri konusunda öğrencilerin merak ettiklerini yanıtlayan Özer Feyzioğlu, “Hukuk fakültesi mezunuyum ama belirli bir noktadan sonra bu alanın hiç de bana göre olmadığını fark ettim. Yönetmenlik mesleğinin en sevdiğim yönü ve bana kazandırdığı en önemli şey farklı insanlarla karşılaşmam. Tıpkı bugün burada sizlerle olmak gibi. Mesleğiniz mühendislik de olsa hayatın farklı yönlerinin olduğunu sizlere gösterebilmek, bunların paralel de yürüyebileceğini, iyi bir oyuncu, yönetmen ya da senarist olmasanız da iyi birer izleyici, iyi birer sanat tüketicisi ya da iyi birer okuyucu olabileceğinizi fark ettirebilmek de benim için çok kıymetli.” ifadelerinde bulundu.
Ekonomik kaygılar nedeniyle televizyon içeriklerinin arz talep dengesine göre şekillendiğini ve buna bağlı olarak nitelikli ve özgün içeriklerin dijital platformlarda izleyiciyle buluştuğunu aktaran Feyzioğlu, “Televizyon kanalları reyting-reklam matematiğiyle çalışan, herkesin kolaylıkla tüketebileceği ve izleyicinin sanatsal kaygı gütmeden sadece vakit geçirme amaçlı tüketeceği içeriklerle varlığını sürdürmek üzerine kurgulanmış yapılar. Oysa dijital kanallarda içerikler değişiyor çünkü burada aidatını ödeyerek seçme hakkını kullanmak ve nitelikli içerikleri izlemek isteyen, kalite beklentisi olan bir kitle ile karşılaşıyorsunuz. Dolayısıyla televizyon kanalları genele hitap eden içeriklerle varlığını sürdürürken, dijital kanallar abonesini kendinde tutabilmek için onu ikna etmek ve bunun için de kaliteli içerikler üretmek zorunda.” diye konuştu.
1 Ocak 2022’de vizyona girecek olan Kesişme – İyi ki Varsın Eren filmiyle ilgili merak edilenleri yanıtlayan Feyzioğlu, “Duygusal olarak çok zorlandığım bir işti. Çünkü film çekimlerini olayın yaşandığı yerde gerçekleştirdik. Karadeniz bölgesinde mezarlar evlerin bahçesinde yer alıyor. Her gün o gencecik çocuğun mezarının yanında geçip çekim alanına gitmek, onların şehit edildiği yerden yürüyüp geçmek bile çok zordu. Hatta basın toplantılarından birinde oyuncu İsmail Hacıoğlu keşke bu olay yaşanmasaydı da bu işi yapmasaydık dedi. Ekip olarak herkesin çok zorlandığı bir işti. Eren’in şehit olması sonrası gözlemlediğim önemli bir nokta da ülke olarak çok bölünmüş, birbirini duymayan, anlamayan kendi içinde parçalara ayrılmış olan kitlelerin bu olay sonrası birleşmesiydi. Dilerim filmimiz de bu birleşmeye bir çağrı olur.” şeklinde konuştu.